Doç. Dr. Mustafa Tükenmez
Genel Cerrahi Bölümü

Dalak nedir?
Dalak, karnın sol üst kısmında, kaburgaların altında, 8 ile 11. kaburga kemikleriyle örtülmüş olan, normal bir yetişkinde 100-150 gram ağırlığındaki bir organdır. Diyaframın altında yapışık biçimde yerleşen dalak, mide, kalın barsak, pankreas ve sol böbrek ile yakın komşuluk içindedir. Dalak, travmayla kolay yaralanabilen bir organdır.

Dalağın görevleri nelerdir?
Her ne kadar “Olsa da olur olmasa da olur” şeklinde bilinse bile dalak vücudun önemli organlarından biridir. Günde 300-350 litre kan dalaktan geçmektedir. Dalak kanı mikroorganizmalardan temizlemektedir. Kanın içinde var olan mikroorganizmalar dalağa gelir dalak da bunları etkisiz hale getirir. Ayrıca dalak anne karnındaki bir embriyoda kana kırmızı rengini veren alyuvar üretimini üstlenir; yetişkinde ise bu görevi kemik iliği yapar. Kemik iliği alyuvar üretemezse dalak devreye girer. İşlevini yapamayan alyuvarları yıkmak da dalağın görevlerindendir. Bunun yanında bağışıklık sistemi için önemli olan akyuvarların bir kısmı da dalak tarafından üretilir. Ayrıca dalak kan depolar; kişi çok enerji sarf etmek durumunda kalırsa dalaktan takviye gerçekleşir. Bunların yanında dalak vücuda zarar verecek antijenleri zararsız hale getirecek antikorları üretir.

Dalakçık nedir?
Halk dilinde “Dalakçık” olarak nitelendirilen aksesuar dalaklar da vardır. Bunlar sıklıkla gerçek dalağın etrafında yer alırlar. Bazen de karın bölümünde bulunurlar. Eğer kişinin gerçek dalağında kist, tümör varsa veya dalakta yaralanma meydana geldiyse dalak tamamen alınsa bile aksesuar dalaklar görevi devralabilirler. Ancak dalak fazla düzeyde çalıştığı için çıkarılmak zorunda kalındığında yani ITP gibi bazı hematolojik hastalıklar nedeniyle çıkarılacaksa, aksesuar dalaklar sorun oluşturabilir. Bu durumda dalakçık için ameliyat öncesinde ve ameliyat sırasında araştırma yapılmalıdır. Aksesuar dalak alınmamış olursa bir süre sonra hastalık tekrar ortaya çıkabilir.

Dalak neden alınır?
Dalağı ilgilendiren birçok hastalık bulunmaktadır. Bu hastalıkların en büyük bölümünü hematolojik hastalıklar oluşturmaktadır. İdyopatik trombositopenik purpura yani ITP hastalığında; trombositler dalakta yıkıldığından trombosit sayısı düşmektedir. Kanama sorunları ortaya çıkmaktadır. Bu sorunla birlikte hastalar çok küçük darbeler alsalar bile vücutta derin morluklar olabilmektedir.  ilaç tedavisine yanıt alınamayan, ilaç tedavisi sonrası tekrar eden,yan etkiler nedeniyle ilaç kullanamayan ITP’li hastalarda, dalak alınmalıdır. Ayrıca hemolitik anemi yani alyuvarların yıkılmasıyla seyreden ve ileri düzeyde kansızlığa neden olan hastalıkta da dalağı almak gerekebilir. Bunun dışında herediter sferositoz, orak hücreli anemi, talasemi, lenfoma, lösemi, trafik kazası-yüksekten düşme-kurşun ya da bıçakla yaralamada dalağın yaralanması, dalak kistleri, dalak atar damarı anevrizmaları ya da dalak enfarktüsü gibi durumlarda dalağın alınması gerekebilir.

Dalak neden büyür?
Bazı hastalıklara bağlı olarak dalak büyümesi meydana gelebilir. Dalak bu hastalıklar nedeniyle o kadar büyür ki batın içini doldurabilir. Bazı viral enfeksiyonlar,  bakteriyel endokardit ve diğer bakteriyel enfeksiyonlar, bazı paraziter hastalıklar(sıtma) ve siroz gibi karaciğer hastalıkları, hemolitik anemiler, lösemiler, lenf kanserleri, gaucher ve niemann-pick gibi metabolizma hastalıkları ve portal ven trombozu dalak büyümesine neden olabilir.

Dalak büyümesinin belirtileri nelerdir?
Dalağın büyümesi genellikle rutin bir fiziki muayene sırasında ya da ultrasonda fark edilebilir. Ama dalak çok büyükse karnın sol üst kısmında dolgunluk hissi, nefes alırken artan ağrı, hastada solgun renk, halsizlik, sık enfeksiyona yakalanma ve kansızlıkla kendini belli edebilir.

 

Dalak hastalıklarında cerrahi tedavi nasıl olur?


Dalak bazı travmalara bağlı olarak ikiye bölünebilir, parçalanabilir, damarları yırtılabilir. Bu sebepten hasta acil ameliyat edilmelidir. Eski dönemlerde en ufak bir dalak yaralanması olduğunda dalağın tamamı direkt olarak alınırdı. Ancak günümüzde hemodinamiyi bozmayan (tansiyon ve nabızın normal değerlerde tutulabildiği) dalak yaralanmaları takip edilmekte zorunlu olmadıkça dalak alınmamaktadır. Dalağın bir kısmının alındığı cerrahi türüne parsiyel splenektomi denilmektedir. Dalağın tamamının alındığı cerrahiye ise total splenektomi ismi verilmektedir. İki cerrahi türü de açık ya da laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Total splenektomide dalak, kalın bağırsak, mide, diyafram kası ve pankreastan ayırılıp bir torbaya alınmaktadır. Eğer tümör gibi durum varsa dalak parçalanmadan çıkarılmalıdır. Laparoskopik ameliyatlarda kullanılan kamera sistemi yüksek çözünürlük sağlamaktadır ve cerrahi işlemi kolaylaştırmakla birlikte hastanın iyileşme sürecini hızlandırarak, komplikasyonları azaltmaktadır.  Dalakta kistik bir lezyon varsa, kısmi olarak dalak dokusundan kistin çıkarılması sağlanır. Burda da da dalağın tamamı alınmaz. Bu ameliyatlar dalak dokusunu korumak ve dalağın alınmasının oluşturacağı sorunları ortadan kaldırmayı sağlar. Dalak ameliyatları ciddi uzmanlık ve deneyim gerektirir çünkü dalak birçok organ ile yakın komşuluk içerisinde olan ve çok kanlanan bir organdır. Bu nedenle dalak cerrahisi ehil genel cerrahi uzmanları tarafından uygulanmalıdır.

Laparoskopik dalak cerrahisi nasıl yapılır?


Hasta sağ omzunun üzerine yatacak şekilde hafif yan çevrilir. Böylece diğer organlar ameliyat bölgesinden uzaklaşır, dalak ulaşılır hale getirilir. Karın bölgesinde uygun 3 küçük kesi açılır. Dalağın atardamar ve toplardamarı bazı cihazlar yardımıyla kapatılıp kesilerek ayrılır. Aynı zamanda dalağın komşu organlarla arasındaki bağları kesilir. Böylece dalak serbestleştirilir. Sonrasında dalak laparoskopik ameliyatlar için dizayn edilen özel bir torbaya konularak karın dışına alınır. Laparoskopik başlayan bir ameliyat gerek görülürse açık cerrahiye dönüşebilmektedir.

Dalak cerrahisinden sonraki riskler nelerdir?
Gerekli önlemler alınsa bile dalak cerrahisi sonrasında bazı komplikasyonlar gelişebilir. Örneğin kanama, komşu organ yaralanması, pankreas fistülü, karın içi ya da karın duvarında enfeksiyon, derin ven trombozu, pulmoner emboli, kesi fıtığı gelişebilir. Ancak bu riskler yüzde 5 civarındadır.

Dalak ameliyatı sonrası nelere dikkat edilmelidir?

Dalagı alınan kişilerde kapsüllü bakterilere bağlı enfeksiyonlar gelişebilir. Bu nedenle cerrahi öncesinde yapılan hemophilus influenza tip B, streptokok ve pnömokok aşılarının beş yılda bir tekrar yaptırması önerilmektedir.

Dalak cerrahisi sonrasında iz kalır mı?
Küçük kesi yapılan dalak cerrahisinde estetik dikiş teknikleri ve materyalleriyle daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilir.

Dalak şişer mi?
Halk arasında özellikle su içtikten sonra çok hareket edilince “Dalağım şişti” şeklinde söylemler bulunmaktadır. Daha önce çok spor yapmamış ya da sürekli hareket etme alışkanlığı olmayan kişilerde, aşırı enerji harcanması durumlarında vücudun oksijen ihtiyacı artar ve dalak bu aktiviteye alyuvar yetiştirmeye çalışır. Buna bağlı olarak dalak bölgesinde ağrı gelişebilir. Veya akciğer kapasitesi zorlandığında diyaframa yük binmektedir. Bu da dalak ağrısı oluşturabilir. Bu tür durumlarda egzersizin kesilmesi gerekmektedir. Birden bire egzersize yüklenilmemelidir. Egzersiz yavaş yavaş artırılarak yapılmalıdır.